Mim: Güzeller İçinden Bir Seni Seçtim

Blogumun ikinci mimi Ohyoonjoo 'dan geldi. Sağolsun kendisi acımadan blogger aday adayına böyle bir mim pasladı -_- İnşallah hakkını verebilirim.
Mimimiz güzelliğiyle ün salmış Koreli beylerle ilgili. İzlerken 'şuna bak erkek haliyle benden daha güzel' diye sayıp sövdüğümüz erkeklerin bana göre top 5 güzellik listesinin çetelesini çıkarıyorum. Hazır olun ! 

Ama öncesinde Deli Kız 'ın mim kurallarını yazalım :)


1. Mümkünse mim başlığı benim kullandığım şekilde olsun ki sonna arayıp durmayam “oluum bi zamanlar böle bi mim vardı” diye D: (ama siz daha güzel bi başlık bulursanız onuda ekleyebilirsiniz yanına sorun değil)
2. Listeyi hazırlarken gay yada biseksüel olmaları bizi ilgilendirmiyo benim kastettiğim burada cinsel tercihleri değil bahsettiğim şey tamamen bir kızdan daha güzel yüze sahip olma özellikleri.. bu yüzden listeyi hazırlarken bu ayrıntı unutulmazsa sevinirim..
3. Bide bazı aydıllar kız kılığına girdiklerinde gerçekten bir afeti devran oluyolar kabul ama sadece kadın kılığında öyle oluyolar (gerçi bence hepsi kadın kılığında füber süper oluyolar o da ayrı bi konu) bu namcalarıda liste dışı tutarsak asıl kalbe zarar olanlar ortaya çıkacaktır..
4. Listeyi en fevrıt 5 kişi ile sınırlarsak çok mu ileri gitmiş olurum? tamam 5 asil 2de yedek yapalım bu pazarlığı da kapatalım D: (sadece aydıl olmak zorunda diil listeye güzellikleriyle meşhur aktörde dahil edebilirsiniz :D)
5. Son olarak mim en fazla 3 kişiye şutlanırsa ve tek seferde 85 kişi mimlenmezse sanırım herkese mimleyecek adam kalır :D





Listeme 5. sıradan Song Joong Ki giriş yapıyor. 
Güzelliğinden çok sevimliliğiyle kalbimde taht kurdu ama bu listeye mutlaka girmesi gerekenlerden biri. 






4. Listemin tek aydıl ı, bana göre en kıza yakın güzelliğe sahip kişi taş bebek Hee Chul. Çok fazla kıza benzemesi onu 4. sıraya atmama neden oldu. (tamam biraz da sevmediğim için -_- ) 









3. Sırada Jang Geun Suk yer alıyor. Giydiği kıyafetleri, makyajı yüzünden uzakdoğu hayranı olmayanların kız gözüyle baktığına şahit olmuşluğum bile var. 
Kısa saçı ve cool tavırlarıyla onu daha çok sevdiğim gerçeği yadsınamaz.









2. No Min Woo  güzelliğiyle kafamı oradan
oraya en çok çarpmama neden olan ünlüdür.
Pasta'da kürküyle ilk gördüğümde bu ne ya kokona dediğim
ama Gumiho'da aşık olduğum her gördüğümde kahretsin
çok güzel bu ya diye  hayıflandığımı saklamama gerek yok.










Listemin 1. sırasında  Lee Jun Ki var. Min Woo'yla 
1. lik için epey kapıştı ama zirveyi ona kaptırmadı. Kaşı- gözü, ağzı- burnu o kadar güzel ki birlikte oynadığı bayan oyuncuları bile çatlattığına eminim.









Ben de bu mimi Nabrut 'a, CembeK 'e ve Fndk'a paslıyorum. Kolay gelsin hanımlar ^^



Ateşi Yakalamak / Catching Fire

Serinin ilk filmi Açlık Oyunları'nın bana göre güzel uyarlamasının ardından Ateşi Yakalamak'ın da fragmanı geçtiğimiz günlerde nete düştü. Hayranlarının günler hatta saatler saydığı fragman bu.


İlk film çıktığında önce kitabını okuyayım sonra filmi izlerim diyip bir çırpıda okudum seriyi. Gelin görün ki 2. kitap hakkında aklımda çok fazla detay kalmadı. İki film arasındaki zaman diğer kitap uyarlaması filmlere göre fazla geldi bana. Film çıkmadan kitabı hatırlamak istiyor sanki :) 
Kitaptan aldığımız tadı filmden de almak umuduyla... 

Çekiliş #3

Kozmetik Hikayeleri Çekilişi


Çekilişe katılmak için buraya tıklayın. Son gün 5 Haziran.

Funda Moda Çekilişi


Lavanta kokulu banyo setine sahip olmak için buraya tıklayın. :) 
Son gün 27 Nisan.


Yanıklara Yumurta Akı Sürmek



Yanıklarda hepimizin bildiği gibi ilk yapılması gereken yanan bölgeyi soğuk suya tutmak peki ama sonra ne yapacağız? Çoğumuz ne yapacağımızı tam olarak bilmiyoruz. Yanık kremleri sürüyoruz, buz kalıpları tutuyoruz yanan bölgeye. Aslında kimyasal ya da tıbbi ürünler kullanmadan yanan bölgeyi iyileştirmek, acısını azaltmak mümkün.

İlk anda yanan bölgeyi soğuk suya tuttuktan sonra 'yumurta akı' nı çırpıp yanan bölgeye sürün. Yumurta akı kuruduğu zaman sürdüğünüz bölgede ince bir tabaka oluşuyor. Kurudukça bu işleme devam edip yumurta akını sürün. Acının giderek azaldığını göreceksiniz. Yaklaşık 1-2 saat kadar -yanığa göre değişir tabii- bu işleme devam edin. Sonrasında da sürmek isterseniz -ki tavsiye ederim- yara iyileşene kadar yanık kremini sürün.

Bu yumurtalı işlemi itfaiyeciler yandıkları zaman yaparlarmış. İyi gelmesinin sebebi yumurtada bir tür kollajen olmasından dolayıymış.

Yakın zamanlarda elimi kaynayan karamelle yaktım ve bu yumurta olayını yaptım. İz kalacak diye epey de korktum. Yazdıklarımın hepsini uyguladım. Soğuk su, yumurta akı ve yanık kremi. Çok şükür iz kalmadı. Kimseye olmamasını temenni ederim ama yine de aklınızda bulunsun.

Cocktail


Bu aralar Kore'den hoşuma giden eğlenceli filmler bulamadığım için hint filmleri izliyorum. Vakit kaybetmeden konusuna değineyim.

Filmin 3 ana karakteri Gautam, Veronica ve Meera. 
Veronica zengin züppesi, her gece barda gönlüm hovarda bir karakter; Meera ise tam zıttı geleneklerine bağlı, ağır başlı bir Hint kızı. Meera ülkesinden ayrılıp Londra'ya kocasını aramaya gidip hüsrana uğradığı sırada Veronica'yla tanışıyor. Veronica ülkem insanıdır yardım elimi uzatayım diyip Meera'yı evine alıyor ve bu olay dostluklarının başlangıcı oluyor. 

Gautam ise Londra'da yaşayan hintli bir playboy, çapkın artık ne derseniz. Günü birlik ilişkilerin insanları olan Veronica ve Gautam bir nevi Meera sayesinde tanışıp sevgili oluyorlar. Gautam bizim kızların evinde kalıyor, gelip gidiyor. Her ne kadar arkadaş olsalar da Meera; Gautam 'ın, hayatından, kişiliğinden haz etmiyor.
Aynı şekilde Gautam'ın annesi de koca herif oldun artık evlen çoluğunun çocuğunun babası ol diyerek oğluna kız bulma derdinde. İşte film de burada başlıyor asıl. Bundan sonrasını yazmayayım ki zevkli olsun izlemesi.

Trailer


IMDB Puanı çok iyi olmasa da, klasik bir aşk üçgeni olsa da benim sevdiğim bir film oldu. Klişelerle dolu olması filmin izlemenize engel olmuyor aksine filmin sıcaklığı izle beni diye bağırıyor.
Çerezlik, izleyelim eğlenelim diyenler için biçilmiş kaftan. Şimdiden iyi seyirler... 

Sanırım Yusufçuk Kuşunun Sesi

Yusufçuk kuşu mu emin değilim ama bu aralar geceleri bir kuşun ötüşünü duyuyorum. Neredeyse her gece. Saat 3-4 arası ötmeye başlıyor. Geçen seneden beri duyuyorum. O zaman araştırdık ettik ve aşağıda linkini verdiğim blogda bulduk bu yazıyı. Duyduğumla aynı değilse bile bu kuşun çok etkileyici bir hikayesi daha doğrusu efsanesi varmış. Beni çok etkiledi sizlerle de paylaşmak istedim. Buyurun okuyun. 
"  Öttüğü zaman ağladığı rivayet edilir. Ben yusufçuk kuşunu görmedim. Zaten herkes göremez, o geceleri gezintiye çıkıp geceleri öten bir kuş. Görenler bıldırcın büyüklüğünde, kurşunî renkli ensesinde başından omuzlarına doğru bir tutam kumral saçı olduğunu, cepheden görüldüğünde güzel bir genç kıza benzediğini söylediler.
Çok, çok eski zamanın birinde üvey ana elinde iki çocuk varmış. Yusuf’la ablası Barcın yaylasında yaşarlarmış. Her gün koyunlarını otlatarak günlerini geçirirlermiş. Günlerden bir gün oyuna dalmışlar. Vaktin nasıl geçtiğini bilmeden akşam oluvermiş. Koyunlar da varıp gitmişler bilinmeyene… Üvey analarından çok korkan çocuklar koyunları bulmadan eve dönememişler. Başlamışlar gece karanlığında koyunları aramaya… Bu arada birbirlerini de yitirmişler… Hem koyunları ham Yusuf’u arayan ablacık durup dinlenmeden dere tepe koşmuş, her yüksek yere çıkışında ünlermiş:
“- Yusuf! Koyunları buldun mu?..” Dağdan taştan ses gelir Yusufçuktan gelmezmiş. Yusuf’tan bir ses, koyunlardan bir iz bulamayan ablacık sabah olana kadar hem koşturmuş hem ünlenmiş:
“- Yusuf! Koyunları buldun mu?..” Sabahleyin yaylanın bir semtinde, çayırlı bir düzlükte Yusuf’u ve koyunları bir arada bulmuş, bulmuş ama hepsi de sessiz, soğuk, katı birer taş olmuşlar… Zavallı abla da kederinden kuş oluvermiş… Kuş olmuş ama Yusuf’u ve koyunları unutamamış, ünlemesi dinmemiş. O zamandan bu yana hem arar hem ünler:
“- Yusuf! Koyunları buldun mu?..”   "

İnternette bakındım o sesteki kuşu bulabilir miyim diye ama yok. Denk gelirsem yazımı güncellerim artık ^^ Umarım sizler de bir gün bu ötüşe denk gelirsiniz gerçekten hoş bir sesi var. 
Peki siz nasıl buldunuz bu efsaneyi?  
Kaynak: Ben bu blogda okudum. Ama asıl kaynak : "Doğan Atlay, İçel Kültürü 1, s.7, Ocak 1989, s. 23-25." yayımlanmış.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tasarım:Sawako Kuronuma